top of page

Bel ve Boyun Fıtıkları Tedavisi

Omurgamız ve Fıtıklaşmalar

1-disk.jpg
Dr. Halit AYAZ 2.jpg
dr halit ayaz bel fıtığı tedavisi.jpg

    Omurgamız, omur adı verilen bir dizi kemikten oluşur ve içinden geçen omuriliği korurlar. Omurlarımız disk denilen kıkırdak yastıkçıklar ile birbirlerine bağlanmışlar. Bu yastıkçıklar, dayanıklı bir dış tabaka ve jölemsi kıvamında bir iç dolgudan oluşup omurlar arasında hareket etme imkanı sağlarlar ve darbeleri emerler.

    Masabaşı çalışma, hareketsiz yaşam tarzı veya Yaşla beraber diskler dejenerasyona veya harabiyete uğrar, eski esnekliği kalmaz ve diskin dış tabakasında zayıf noktalar oluşmaya başlar. Zorlayıcı bir hareket, sarsılma, eğilerek yük kaldırma ve kaza geçirme gibi durumlarda diskin iç kısmındaki jölemsi madde dış tabakadaki bu zayıf noktalardan dışarıya doğru balonlaşarak taşır ve omurilikten çıkan sinir köklerine baskı uygulamaya başlar ki buna Disk Hernisi veya Fıtık deriz.

Fıtıkların Lazer İle Tedavisi

    Bel veya Boyun Fıtıkları bizim uyguladığımız LLLT (düşük enerjili lazer tedavisi) yöntemiyle ameliyatsız ve yanetkisiz iyileşmektedir. Tedavi ile beraber sinir sıkışmasından kaynaklanan güç kaybı, his kaybı(uyuşma, karıncalanma, yanma) ve refleks kaybı gibi Nörolojik kusurlar da tamamen geçmektedir

    Tedavi süresi, vakanın ciddiyetine göre 20 ila 40 seans arasında değişmektedir. Orta derece fıtıklara yaklaşık 30 seans tedavi yeterli olmaktadır. Nadir bazı vakalarda örneğin önceden kortizonlu iğne veya ilaç kullananlarda ve ameliyat olmuş vakalarda tedavi aynı düzeydeki diğer fıtıklardan 5-10 seans fazla sürebilmektedir. Tedavi süresince hasta sadece belli başlı zorlayıcı hareketlerden kaçınacak, akut dönem hariç istirahat etmeden normal yaşantısını sürdürerek işine gücüne devam edebilecektir.

    Bel ve Boyun fıtığında lazer tedavisi radikal yani şifa ile sonuçlanan bir tedavi olup hastada sadece genel durumda rahatlama olarak değil, anatomik olarak ta iyileşme meydana gelebilmektedir, yani tedaviden birkaç ay sonrası kontrol MR incelemesiyle fıtıkta iyileşme görülebilmektedir. Oysa ameliyat dışındaki diğer tedavi yöntemlerinde anatomik iyilik meydana gelmemekte ve kısa süre sonra hasta benzer şekilde yeniden rahatsız olmaktadır. Ameliyattan sonra bile aynı mesafedeki zayıf noktadan nüksler (tekrarlamalar) sık sık meydana gelebilmektedir

 

Lazer İle Fıtık Tedavisinin Avantajları:

   1. Hiçbir yan etkisi yoktur.

   2. Anestezi ve ameliyat komplikasyonları gibi bir riski olmadığı gibi, tedavideki başarı oranı çok yüksektir. En kötü sonuç, bünyesel yanıta bağlı olarak tedavinin 5-10 seans daha uzatılmasıdır.

   3. fıtık hastasında oluşan, his kaybı, refleks kaybı, kaslarda incelme (atrofi) ve güç kaybı gibi nörolojik kusurlar, ameliyatın birkaç ay öncesinde meydana gelmişse, genelde başarılı bir ameliyattan sonra bile sürekli kalmaktayken lazer tedavisinin sinir iletimini ve rejenerasyonu (yenilenmeyi) arttırıcı etkisinden dolayı bu tür kusurlar da tamamen geçmektedir.

   4. uygulama sırasında hasta yanma, ağrı v.s. gibi herhangi bir rahatsızlık duymamakta ve ilk hafta sonundan itibaren genelde işine devam edebilmektedir.

  5. Diğer tedavi yöntemleri ve ameliyatla karşılaştırıldığında, özellikle işgücü kaybı dikkate alındığında, lazer tedavisi lehine kıyaslanmayacak bir maliyet farkı olduğu görülmektedir.

 

Bu yöntemin mekanizması ise basitçe şöyledir:

    Vücudumuz aslında her türlü yaraları veya kırıkları genlerimizdeki şifreye uygun olarak mümkün olan en iyi şekilde iyileştirebiliyor. Peki neden belimizde oluşan kıkırdak harabiyetini veya fıtıkları göz ardı ediyor diye soracak olursak onun iki sebebi var;

    1- kıkırdak dokusunun kanlanması, dolaşımı yeterli değildir, kişi ancak hareket ettikçe çevre dokulardan gıda maddelerini emerek(difüzyonla) beslenebiliyorlar. Masa başı çalışan ve hareketsiz kalan bünyelerde bu kıkırdak diskler iyi beslenemeyip harabiyete uğruyor ve zayıf noktalar oluşuyor ve buralarda fıtıklar meydana gelebiliyor.

    2- kıkırdak dokusunun sinir ağı da yoktur ve buradaki anormallikten vücudun pek haberi olmayabiliyor ve olay göz ardı ediliyor.

    İşte bu noktada (LLLT) tedavisi devreye girip o bölgenin beslenmesini artırıyor, bir taraftan da bölgeyi işaretleyip bağışıklık sistemimizi ve onarıcı güçleri o sıkıntılı bölgeye doğru çekiyor ve sonuçta belli bir süre sonra vücut oradaki zayıf noktayı veya fıtığı iyileştirmiş oluyor.

    Yanda iki ayrı hastamızın tedavi öncesi ve tedaviden 6-8 ay sonra çekilmiş kontrol MR'larını sizinle paylaşmak istedim. Her iki hastada iyileşme tama yakın gerçekleşmiştir ve hiçbir şikayetleri kalmamış durumdadır.

 LLLT (düşük enerjili lazer tedavisinin)vücut üzerindeki başlıca etkileri şunlardır:
    • Uygulama bölgesini uyarıp beynin ve vücut savunma sisteminin dikkatini hastalıklı bölgeye çekerler ve iyileştirici-onarıcı faaliyetin başlamasını tetiklerler.
    • Uygulama bölgesinde mikrosirkülasyonu artırıp doku kanlanmasını-beslenmesini artırırlar.
    • Hasarlı dokuda hücre çoğalmasını hızlandırıp onarım ve toparlanmayı sağlarlar.
    • Hücre duvarlarından madde geçişini kolaylaştırarak gıda maddelerinin hücreye daha kolay girişini, atık ve toksik maddelerinin ise hücre dışına atılmasını hızlandırırlar.
    • Hücre için hayati enerji kaynağı olan ATP sentezini artırırlar v.s

Atatürk Cad. Filiz Apt. No: 47/1 (Vakıfbank yanı) Adana

bottom of page